Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Türkiye Adalet Akademisi ve Avrupa Konseyi iş birliği ile, 1-3 Kasım 2023 tarihlerinde Ankara’da düzenlenecek “Uluslararası Aile Hukuku Sempozyumu” başladı.
YILMAZ TUNÇ: 8 BİNE YAKIN İNSAN HAYATINI KAYBETTİ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ankara'da düzenlenen Uluslararası Aile Hukuku Sempozyumu'nun açılışında konuştu.
Tarihin gördüğü en büyük utanç tablolarından birisinin Gazze’de yaşandığını söyleyen Bakan Tunç, “Dışişleri Bakanımız yoğun bir diplomasi faaliyeti göstererek oradaki çocuk katliamlarının, sivil katliamlarının durması noktasında yoğun bir gayret gösterdi. Bütün dünyanın burada sesini çıkarmasını istiyoruz. Burada Avrupa Birliği’nin, Avrupa Konseyi’nin kadın hakları ve çocuk hakları konusunda hassas olduğunu görüyoruz ve takdirle karşılıyoruz. Burada Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi temsilcileri kadınların, çocukların korunması noktasındaki fikirlerini ifade ederken şunu da beklerdik ‘Filistin’deki kadın katliamlarının, çocuk katliamlarının durdurulması noktasında da Avrupa Birliği olarak, Avrupa Konseyi olarak yüksek sesle sesimizi yükseltiyoruz’ demelerini de beklerdik. Bundan sonra da bunu bekliyoruz. Bu insanlık dışı saldırılarda 8 bine yakın insan hayatını kaybetti. Bunlar sivil insanlar, 3 bin 500’den fazlası çocuk, 444 bebek katlediliyor ve dünya susuyor. Maalesef hep beraber üzülerek görüyoruz dini, dili, ırk, rengi ne olursa olsun bir yaşındaki bebekler bombaların altında can verirken, dünya liderlerinin, devlet başkanlarının ve hükümet başkanlarının sessiz kalması demek o bebeklerin katliamına ortak olması demektir. İsrail’in bir örgüt gibi davranmasının önüne geçilmelidir” ifadelerini kullandı.
KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE KADININ KORUNMASI HUSUSUNDA HASSASIZ
Sempozyumda anayasal düzeyde aile ilgili yapılan düzenleme ve çalışmalara değinen Tunç, şunları söyledi:
“Aile hukuku alanında uygulamaya dair ihtiyaçların giderilmesi bugüne kadar öncelikli hedeflerimiz arasında yer aldı. Son 21 yılda özellikle kadın hakları ve aile hukuku alanında anayasal düzeyde sessiz devrim niteliğinde birçok düzenleme yaptık. 2003 yılında aile mahkemelerinin kurulmasını sağladık. 2004 yılında kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğuna ilişkin Anayasa değişikliğini gerçekleştirdik. 2010 yılında kadınlara pozitif ayrımcılık düzenlemesini anayasal güvenceye kavuşturduk. 2011 yılında Aile Bakanlığı kuruldu. 2012 yılında da çok önemli bir yasal düzenleme, ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi kanunu yürürlüğe girdi. Burada özellikle şunu ifade etmek istiyoruz. Kadına yönelik şiddet noktasında, kadının korunması noktasında hassas olduğumuzu ve bu kanunun uygulanması noktasındaki çabaları yargı mensuplarımızın titiz çalışmalarını takdirle karşılıyoruz. Adalet Bakanlığı bünyesinde de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 2020 yılında Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığının kurulmasını sağlayarak, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere adli süreçte suç mağdurlarının korunmasını amaçladık.”
ÇOCUK ADALET MERKEZLERİNİ DEVREYE ALDIK
Bakan Tunç, son 21 yılda kadınların olduğu gibi çocukların haklarını genişleten birçok yeniliği de hayata geçirdiklerini söyledi. Tunç, şöyle devam etti:
“Sadece Anayasa'daki düzenlemeler değil 2005 yılındaki çocuk koruma kanunu kapsamında da çocuklara yönelik koruma tedbirleri anlamında da önemli ilerlemelerin sağlandığını ifade etmek istiyorum. Ceza mevzuatımızda yaptığımız düzenlemelerle çocuk ceza adaleti sistemi ile ilgili önemli hem düzenlemeler hem de uygulamalar gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Özellikle son zamanlarda artık çocuk adalet merkezlerini devreye almaya başladık. İlk uygulamaları bazı illerimizde başladı. Ayrı adliyelerde çocuklarımız yargı ile ilgili soruşturma ve kovuşturmalara tabi tutulacak ve onların örselenmeden çocuğun üstün yararı gözetilerek uygulamaların yapılmasını sağlamanın gayreti içerisindeyiz. Yıllardır tartışılan çocuk teslimi ile ilgili hususa da bir çözüm bulduk. Orada da yine çocuk tesliminin icra yoluyla değil, Adalet Bakanlığı bünyesindeki Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığı ve illerde ve ilçelerdeki adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlükleri, müdürlükler yoksa asliye hukuk, aile mahkemelerindeki yazı işleri müdürlerinin koordinasyonunda gerçekleştirilmesine ve bir eşya gibi zorla çocuğun bir taraftan bir tarafa geçirilmesine yönelik o çirkin görüntülerin, hepimizin rahatsız eden, hepimizin yüreğini sızlatan o görüntülerin ortadan kaldırılması ile ilgili yasal düzenlemeyi hayata geçirdik ve bunu ücretsiz yaptık.”
ÇOCUKLARIN ÜSTÜN YARARINI GÖZETİYORUZ
Çocuk görüşme merkezlerini tüm ülke genelinde yaygınlaştırdıklarını belirten Bakan Tunç, konuşmasını şöyle noktaladı:
“Çocukların üstün yararını gözetecek psikologlar, sosyologlar, sosyal çalışmacılar eşliğinde ve bu alanda rehber öğretmenler eşliğinde uygulamanın çocuk üstün yararını gözeterek yapılmasını sağlamış olduk. Bu uygulamayla 592 aile adliye çevresinde 792 çocuk görüşme merkezi faaliyetine devam ediyor. Şu ana kadar bu çocuk görüşme merkezlerinde bin 724 çocuk teslimi ve 17 bin 353 kişisel ilişki dosyası olmak üzere toplamda 19 bin 77 dosyada 122 bin 518 işlem gerçekleştirdiğini görüyoruz. Haftaya da yine çocuk teslimi ile ilgili bir çalıştayımız olacak. Burada da yine uygulama sorunlarını tekrar masaya yatırıp, yapılması gereken hususlar, uygulamada bir eksiklik var mı yok mu gözden geçireceğiz.”
HİÇBİR KADIN YALNIZ DEĞİLDİR
Bakan Tunç konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Aile hukuku alanında uygulamaya dair ihtiyacın giderilmesi bugüne kadar hep bizim öncelikli hedeflerimiz arasında yer aldı. Tabii bu süreç içerisinde ben 16 yıldır parlamentoda görev yaparken, adalet komisyonu başkanı ve üyesi olarak görev yaparken hep çocuğun üstün yararını gözeterek yasaları inceledim Mevzuat taslakları önümüze geldiğinde, çocukları ilgilendiren, kadınlarımızı ilgilendiren konularda o mevzuat çalışmalarında birlikte çalıştığımız arkadaşlar onun farkındadırlar. Hep çocuk lehine düzenleme, çocukların korunmasına yönelik düzenlemeleri, kadına şiddetin önlenmesine yönelik tedbirleri hep öne alarak ilk dikkat ettiğimiz hususların başında bunlar geldi. Son 21 yılda özellikle aile hukuku alanında kadınlar alanında çocuklar alanında önemli ilerlemelerin sağlandığı hepinizin malumu. 2003 yılına kadar aile mahkemeleri yoktu, 2003 yılından itibaren artık aile hukukuyla ilgili sorunları çözecek ihtisas mahkemeleri olsun dedik ve aile mahkemelerinin kuruluşunu sağladık ve 2003 yılından bu yana 20 yıldan bu yana aile hukukuyla ilgili davalara aile mahkemelerimiz bakmaya devam ediyor.
Bu ülkede hiçbir kadın yalnız değildir. Hukuk onların yanındadır. Adaletin kapısı onların yanındadır. Bakanlığımız onların yanındadır tek bir kadının, tek bir annenin dahi şiddete, haksızlığa uğratılmasına onurunun kırılmasına asla ve asla tahammülümüz yoktur, olmayacaktır.
MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ: GAZZE’YE YÖNELİK SALDIRILARA HERKES SESİNİ YÜKSELTMEK ZORUNDA
Sempozyumun açılışında konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İsrail hükümetinin saldırılarına güçlü tepki göstermenin sadece vicdani bir mesele olmadığını, güvenli ve adil bir dünyada yaşama idealine sahip çıkmak için herkesin bu saldırılara karşı sesini yükseltmek zorunda olduğunu ifade etti.
Toplumu ve aileyi korumanın her şeyden önce haksızlıklar karşısında insan onuruna yakışır tavır almakla başladığına dikkati çeken Bakan Göktaş, ailenin, insan hayatının bütün dönemlerini kapsayan, çok yönlü, evrensel bir yapı olduğunu dile getirdi.
Bakanlığının politikalarının merkezinde ailenin yer aldığını vurgulayan Bakan Göktaş, “Bireysel ve toplumsal refah hedeflerimize ulaşmak, aile yapısının güçlenmesiyle mümkündür. Bu yapıyı güçlendiren en sağlam temel ise adalettir. Adalet kurumlarının belirlediği hak ve sorumluluklar, ailenin güçlendirilmesine yönelik çalışmalarımız için sağlam bir zemin sağlar. Bu ortak zeminle işbirliği halinde çalışmanın önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.” diye konuştu.
AİLE MAHKEMELERİNİN BAZI HÜKÜMLERİ İÇİN UYGULAMA SÜRECİNDE SORUMLULUK ALIYORUZ
Bakan Göktaş, ailede adaletin tesisini çeşitli faaliyetlerle desteklediklerini, yargı hükümlerinin uygulanacağı sosyal mekanizmaları kurup, söz konusu faaliyetlerin işleyişini takip ettiklerini söyledi.
Kadın-erkek arasında dengenin sağlanması, çocuğun yüksek yararı ve aile üyelerinin haklarının korunmasına yönelik çalışmalar yaptıklarını anlatan Bakan Göktaş, şöyle devam etti:
“Hiçbir ayrım gözetmeksizin, güven ve huzur ortamını bozan her türlü şiddetin karşısında duruyoruz. Sosyal politikalarımızı geniş katılımlı istişare toplantılarıyla zenginleştiriyoruz. Bu yıl 8'incisini gerçekleştirdiğimiz Aile Şuramızın altı komisyonundan birini 'aile ve hukuk' konusuna ayırdık. Yargı kararlarının uygulamalarını daha etkin kılmaya yönelik müzakerelerde bulunduk. Bakanlık olarak, aile mahkemelerinin bazı hükümleri için uygulama sürecinde de sorumluluk alıyoruz. Şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunmasına yönelik düzenlenen 6284 sayılı Kanun'a bağlı olarak birtakım görevler üstleniyoruz. Şiddet mağduru olan bireylerin korunma ve barınma ihtiyaçlarını karşılıyor, toplumsal hayata katılımlarını destekliyoruz.”
Yargı süreçlerini anlaşılır kılmaya yönelik hukuk okuryazarlığı eğitimlerine devam ettiklerini ifade eden Göktaş, “Boşanma sürecinde bireylere daha etkili bir rehberlik sunulması, bu sürecin daha sağlıklı şekilde sonuçlanmasını sağlayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Göktaş, çocukların gelişimi için en doğru şartları oluşturmanın çalışmalarda çok önemli bir yer tuttuğunu belirterek, çocuğun yüksek yararı ilkesi gereği, haklarının ve mahremiyetlerinin korunduğu ailelerde, sevgi ve şefkatle büyümelerini desteklediklerini vurguladı.
TÜRKİYE YÜZYILI'NDA, EN GÜÇLÜ YOL ARKADAŞIMIZ AİLE KURUMUDUR
Bakan Göktaş, kendi aileleriyle yaşama imkânı bulunmayan çocukları, koruyucu aile ve evlat edindirme hizmetleri kapsamında himaye ettiklerini anımsattı.
Bakım kurumlarını, çocukların özel ihtiyaçlarına göre düzenlediklerini kaydeden Göktaş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Çocuğun üstün yararına aykırı olmamak kaydıyla ortak velayetin öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ailenin aldığı tüm kararlarda çocukların duygu ve düşüncelerine de yer verilmesini önemsiyoruz. Çocuk Hakları İl Komitelerimizde, çocukların karar mekanizmalarına katılmalarına öncülük ediyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında, yükselişimizi hızlandıran çalışmalarımız, öncelikle aile refahına yönelik hizmetlerimiz olacaktır. Şu noktaya önemle dikkat çekmek isterim ki Türkiye Yüzyılı'nda, en güçlü yol arkadaşımız, aile kurumudur." dedi.
MUHİTTİN ÖZDEMİR: ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR, AİLE İSE TOPLUMUN TEMELİDİR
Sempozyumun açılışında konuşan Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir: “Adalet, bir devleti ve milleti ayakta tutan temel değerlerin başında gelir. Güçlü ve etkin bir adalet; sosyal barışın yanı sıra, toplumsal güven ve hukuki istikrara bağlı olarak, güçlü ekonomiyi de beraberinde getirir. Adalet, insan eliyle gerçekleşir. Adaletin tecellisinde hukuk kuralları kadar, onları uygulayanların da rolü vardır. Dolayısıyla hukukçuların nitelikli olması adaletin gerçekleşmesinde çok önemlidir. İyi, yetişkin, bilgili ve erdemli hukukçu yetiştirmek günümüzde dünyanın her yerinde bir numaralı problemdir. İyi hukukçu olmak/kalmak da fevkalâde zordur.
Türkiye Adalet Akademisi, adaletin korunması ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte hâkim ve savcılar yetiştirmeyi hedeflemektedir. Yenilenen ve güçlenen yapısı ile "Güven Veren Adalet İçin Etkin Eğitim" anlayışını temel alarak, eğitim faaliyetlerine devam etmektedir. Aday eğitimi, hâkim ve savcı eğitimleri, kamu kurumlarına yönelik hukuk ve adalet konularında düzenlenen hizmet içi eğitimler ile yabancı ülke hâkim ve savcılarına yönelik yurt dışı eğitimler olmak üzere eğitim programları düzenlemektedir.
Türk adalet sisteminin gelişimine katkı sağlamak ve Akademinin kurumsal kapasitesini güçlendirmek amacıyla, Avrupa Konseyi ve BM başta olmak üzere ilgili ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapıyor, protokoller imzalıyor ve projeler üretiyoruz.
Yapılan değerlendirmeler, ekonomik ve toplumsal değişim dikkate alındığında, mevzuatın değerlendirilmesi ve Aile hukukuna ilişkin sorunların çözümüne katkı sunmak amacıyla “Aile Mahkemelerinin Etkinliğinin Artırılması: Aile Üyelerinin Haklarının Daha İyi Korunması Projesi”ni Avrupa Konseyi ile iş birliği içinde başlattık.
Projemiz adalet ve aile gibi iki önemli kavramın temelinde yükselmektedir. Bu iki kavramın merkezinde, sorunlara hukuki çözümlerin geliştirilmesi ve aile mahkemelerinin etkinliğinin artırılması hedeflediğinden sonuçları itibarıyla sadece yargı sektörünü değil esasen tüm toplumu ilgilendirmektedir.
Projemiz aile mahkemelerini “Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun”un yürürlüğe girdiği 18.01.2003 tarihinden günümüze kadar ilk defa bir bütün olarak ele almaktadır. Aile hukukunda ortaya çıkan güncel sorunlar, 6284 Sayılı Kanun uygulamaları çalışma konuları arasındadır.
Aile hukuku alanında yaşanan güncel sorunlara değinmek ve başka ülkelerdeki iyi uygulama örnekleri ile karşılaştırma yapmak, aksaklıklara çözüm olabilecek alternatif yaklaşımları değerlendirmek üzere düzenlediğimiz sempozyumun hedeflenen amaçlarına ulaşmasını ve başarılı çıktılar elde etmesini diliyorum.” dedi.